Marmaris'te Neler Yapılır?

Tarihi Kent Merkezi

Marmaris merkezinin Marmaris Kalesi, Marmaris Rıhtımı ve Marmaris Marina ile çevrilmiş bölümü “Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırılmakta. Marmaris Kalesi’nin de bulunduğu tepelik alanda Osmanlı döneminde ait 16’ncı yüzyıldan kalma tarihi yapılar mevcut. Eğlence hayatının zirve yaptığı Marmaris’in barlar sokağı ve gecesi meşhur elbet. Fakat Barlar Sokağı’nın gündüzki halini de görmek lazım. Kale civarında bulunan barlar sokağı tarihi dokusuyla dikkat çekiyor. Otantik yapılar ve evler günümüzün modern yapılarıyla iç içe girmiş durumda. Lüks yatların ve teknelerin bağlı olduğu marina boyunca şık restoranlar ve kafeler yan yana sıralanmış durumda. Bu mekanlardan birinde bir şeyler atıştırmak, hatta akşam canlı müzik eşliğinde yemek yemek Marmaris’i yaşamak adına keyif verici olacaktır.

Marmaris Halk Plajı ve Uzunyalı

Marmaris merkezdeki Halk Plajı yüzmek için ideal yerlerden birisidir. Mavi Bayraklı bu plaj hem kumluk olması hem de merkeze yakınlığı nedeniyle yoğun talep görür. Halk Plajı’nın bitiminden itibaren ise Uzun Yalı dediğimiz İçmeler’e kadar olan plaj başlar. Sahil boyunca yürüyün dilerseniz denizin keyfini çıkarın dilerseniz kıyı boyunca kurulu mekanlarda bir şeyler atıştırın. Zaten Marmaris’in en güzel taraflarından biri, merkezden İçmeler’in sonuna kadar deniz kıyısı boyunca yürüyüş yolu olması ve hem deniz hem yeme-içme alternatifini sunması.

İçmeler Plajı

Adını meşhur ve şifalı içme suyu kaynaklarından alan köy Marmaris’in en meşhur plajlarından birine ev sahipliği yapıyor. Yeşilin mavi ile buluştuğu eşsiz bölgenin serin esen rüzgârı en sıcak günlerde bile bunalmanızı engelliyor. İçmeler ’de bir çok restoran,kafe ve bar var. İsterseniz buralardan şezlong, şemsiye kiralayıp denizin tadını çıkarabilirsiniz. İçmeler Plajı çevresinde su sporları da oldukça popüler. Deniz paraşütü, kano, muz gibi su sporlarından herhangi birini İçmeler’de yapabilirsiniz.

Cennet Adası

Tekneyle ya da Yalancı Boğaz’dan yürüyerek gelmenin mümkün olduğu Cennet Adası aslında bir yarımada. Ancak aldığı cennet sıfatı tam olarak adanın birebir tarifi. Deniz, doğa ve huzurla iç içe olmak istiyorsanız kesinlikle burayı görmeden Marmaris’ten ayrılmamalısınız.

Günnücek (Marmaris) Milli Parkı
Günnücek (Marmaris) Milli Parkı Akdeniz’le Ege’nin kesiştiği, iklimlerin birleştiği, havanın bol oksijenli olduğu, Marmaris’te güneşin en güzel battığı ve en canlı doğduğu yerler arasında sayılıyor. Günnücek Milli Parkı Marmaris merkeze oldukça yakın konumda bulunuyor. Mavi ile yeşilin buluşma noktası bu güzel parkta doğa yürüyüşü yapıp, ailecek güzel bir piknik yapabilirsiniz. Burada mangal yakmanın kesinlikle yasak olduğunu belirtelim.

Turunç

Turunç, Marmaris’e 21 kilometre mesafede bir sahil kasabası. Muhteşem doğası, otelleri ve restoranlarıyla ziyaretçilerini büyüleyici imkanlar sunmakta. Turunç Koyu mavi bayraklı plaj statüsünde. Yani deniz ve plajlar temiz ve berrak.

Sedir Adası (Kleopatra Plajı)
Sedir Adası berrak suyu, eşsiz kumu ve muhteşem doğasıyla Marmaris’te mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.

 

Kleopatra adını, altın rengi özel kumsalından almış olup, anlatılanlara göre Kleopatra’nın burada yüzdüğüne inanılmaktadır. Adası her sene binlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğramaktadır.

Bördübet

Oldukça bakir kalmış koylardan birisi. Gittiğiniz takdirde kendinizi bu kadar yoğun turist akınının olduğu bir zamanda bile Dünya’nın dışındaymış gibi hissedebilirsiniz.

Söğüt Köyü

Ege ve Akdeniz arasında kalan güneşin en güzel veda ettiği yerlerden birisi. Çok yeşil, havası güzel. Ayrıca köy hayatı yaşantısı devam ediyor Söğüt’te. Doğallığından hiç bir şey yitirmemiş. Küçük bir kıyı şeridinin üzerinde restoranların, plajların olduğu sessiz, sakin, kendi halinde bir köy burası.

Bozburun

Bozburun, Marmaris’in en güneybatı ucunda bulunan ve 10 tane antik kente ev sahipliği yapan bir yarımada. Sakin bir tatil geçirmek isteyenler Marmaris gezilecek yerler listesine alabilir Bozburun’u. Çünkü Bozburun’da öyle gürültülü mekanlar ve yüksek sesli bir eğlence hayatı yok. Gayet mütevazi, gayet sakin, gayet rahat bir tatil beldesi Bozburun. Bozburun, daha çok özel tekne ve yat kiralamak isteyenlerin adresi aslında. Burada bir tekne ve gulet yapım tersanesi olmasının yanında günlük turlara çıkabileceğiniz tekneler de mevcut. Bozburun civarında el değmemiş, görülmesi gereken Serçe Limanı, Bozukkale, Üç Taş Koyu, Akvaryum Koyu, Dirsekbükü Koyları gibi birçok koy var.

Selimiye

Ülkemizin en pırıltılı tatil noktalarından biri olan Marmaris’in bu huzurlu ve bakir balıkçı köyü -hayret verici şekilde- pek de bozulmadan bugünlere kalabilmiş ender yerlerden biri olarak öne çıkıyor.
Bayır Köyü
Bayır köyünde ne yapılır derseniz öncelikle köyün girişinde bulunan dev çınar ağacının gölgesinde köpüklü bir ayran içilir. Çınar ağacının altında 2 bin yıllık olduğu yazıyor. Koruma altına alınmış. Hikmeti neredendir bilinmez ama kocamış çınarın etrafında bir tur atmanın ömrü uzattığı söylenir.

Hisarönü

Hisarönü Körfezi, Marmaris ile Datça arasında konumlanmış şahane koyları ve adaları olan bir körfez. Araç ile gezmek için pek uygun bir yer değil çünkü burada görülmeye değer yerlerin neredeyse hepsine tekne ile ulaşılıyor. Dişlice Adası, Kamelya Adası, Tavşan Adası hep Hisarönü Körfezinde bulunuyor.

Orhaniye

Orhaniye etrafı çam ormanlarıyla çevrili tepeleri ve güzel kumsalı ile mutlaka gidilmeye değer. Deniz her zaman sakin durumda. Orhaniye’yi özellikle meşhur yapan doğal özelliği ise dünyaca meşhur Kızkumu plajı ve denizi. Orhaniye’ye geldiğinizde ilk etapta dikkatinizi hemen suyun ortasında yürüyen yüzlerce insan çekecektir. Şaşkınlıkla ortamı gözlerken siz de dayanamayıp suya girerek denizin ortasında yürüyüş yapacaksınız. Koyun ortasına kadar bir kanal gibi ilerleyen sığlık var burada.

Datça

Strabon'un, "Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olsun diye Datça Yarımadası'na gönderir" diye bir sözü vardır. Ne kadar da doğru bir söz olduğunu anlamak hiç de zor değil. Zira Datça'nın her bir köşesi, denizi ve soluduğunuz havası size bunu kanıtlar nitelikte. Marmaris'ten yaklaşık 2 saat süren ve çam ağaçlarıyla kaplı dar ve mıcırlı yollar insanı biraz ürkütüyor ancak yolun sonunda Datça belirince, içinize dolan huzurun tarifi mümkün değil. Burası sadece doğanın ve tarihin değil, aynı zamanda sanatın da vuku bulduğu bir yer.

Karia Yolu

Türkiye’nin en uzun mesafeli yürüyüş rotası Karia Yolu toplam 820 km. Akdeniz’den Ege’ye, dağ köylerinden ıssız kumsallara, patikalardan antik kentlere bir yürüyüş deneyimi yaşamak isterseniz İçmeler, Bayır, Bozburun, Selimiye, Hisarönü arasındaki etaplardan birisini seçebilirsiniz ya da yolun tamamını yürüyebilirsiniz.